Piyasaların günden güne zorlaştığı ve en ufak hatayı bile affetmediği bir dönemde iyi bir marka nasıl olmalıdır? Nasıl başarılı bir marka yaratılabilir?
1- VİZYONUNUZU VE MİSYONUNUZU İYİ BELİRLEYİN
İyi bir marka nasıl olmalıdır? sorusunun ilk cevabı amaçta gizlidir. Vizyonun ve misyonun en basit tanımı yola çıkmadan önce güzergahınızı iyi belirleyin, yola çıkış amacınız nedir? Yolun sonunda nereye varmak istiyorsunuz? Bu soruların cevabını vermeden yola çıkmanız yolu kaybetmenize veya yolda kaybolmanıza sebebiyet verebilir.
2- AKILDA KALICI BİR İSİM BULUN

Latince sonus kelimesinden türetilen firmaya SONY isminin seçilmesinin asıl sebebi bir çok diğer dilde kolayca telaffuz edilebilmesi olarak açıklanmıştır.
Uzmanlar yapılan iş kadar iş yerinin veya markanın da o kadar iyi, anlamlı ve akılda kalıcı olmasını öneriyor. Girişimcilerin en büyük hatası daha işin en başında gerçekleşiyor. Karmaşık, basit isimler seçerek markanın önüne bir set kuruyor. Kreatif, dikkat çekici bir ismi uzman yardımıyla da bulabilirsiniz.
3- KALİTELİ BİR HİZMET veya ÜRÜN
Müşterilerin memnuniyetini sağlamak için önceliğiniz size yakışır biz hizmet veya ürün sunmaktan geçiyor. Siz paranızı değmeyecek bir hizmet için veya ürün için harcar mısınız? 1 kereliğe mahsus verseniz bile ikinci kez kesinlikle o iş yerine gitmezsiniz veya oradan hizmet satın almazsınız. Bu gerçeği unutmamak için müşterilerinize kaliteli bir hizmet/ürün temin edebilmek için gecenizi gündüzünüze katmak zorundasınız. Başarılı insanların hayat hikayelerini okursanız bu günlere kolay gelmediklerini anlarsınız.
4- TEKNOLOJİYİ ve SEKTÖRÜNÜZLE İLGİLİ YENİLİKLERİ YAKINDAN TAKİP EDİN
Teknolojinin iş sektöründeki önemini hiç kimse reddedemez. Burger King, Mc Donalds gibi büyük firmaların dünya genelinde bir sürü şubesinin olması ve hiç bir iş yerinde patron olmadan da kusursuz bir şekilde çok büyük paralar kazanmasının başka bir açıklaması olabilir mi? Sektörel veya teknolojik gelişimler ürün olmadan bile ürün satmayı sağlar, internet yardımıyla tedarikçi bulabilir, müşteriye ulaşmasını sağlayabilir oturduğunuz yerden bile para kazanabilirsiniz. Bu sebeple alanınızla ilgili gelişmeleri yakından takip etmeli, yeniliğe-gelişime açık bir vizyon ile işinizi yürütmelisiniz.
5- TAKIM RUHUNU ve PERSONEL İLİŞKİLERİNİ YÜKSEK TUTUN
“Çok param olduğu için iyi maaş veriyor değilim; aksine iyi maaş verdiğim için çok para kazanıyorum.” Robert Bosch
Teknoloji ve beyaz eşya devlerinden Bosch’un sahibi Robert Bosch’un bu sözleri iyi bir marka oluşturmanın mihenk taşlarından birinin iyi bir takım, yüksek enerjili bir personel ilişkisi, personel memnuniyeti sonucunda oluştuğunu göstermektedir. En basit tanımıyla siz personelinizi memnun edeceksiniz ki personeliniz de müşteriyi memnun edecek, sizinle veya sizin iş yerinizde çalışmaktan zevk alacak. Herkes para kazanmak için esas faktörün müşteri olduğunu düşünür, bir bakıma doğrudur çünkü parayı müşteri öder. Fakat müşteri memnuniyetinin esas faktörü çalışan personellerdir.
6- PROFESYONEL YARDIM ALMAKTAN ÇEKİNMEYİN
Markanızı oluşturmadan önce ilk yapmanız gerekenin maliyet hesabından, harcamaları planlamaktan geçtiğini bildiğiniz için ayrı bir madde olarak açıklama gereği görmedim. Bu hesaplamaların içerisinde mutlaka reklam/tanıtım/kurulum için ayrılması gereken bir bütçe gerekmektedir. Bu bütçenin bir kısmını profesyonel yardımlar için ayırmayı ihmal etmeyin. Tasarruf etmek adına markanızı başlamadan bitirebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse iyi bir isim bulmak önemli. Peki siz bulamazsanız ne olacak? Mekanın, firmanın, çalışma masanızın, kafe açtıysanız iç dizaynın tasarımını ve kurulumunu siz mi yapacaksınız? Kafe açmak için artık 1 masa ve etrafında 4 sandalye olması yeterli olmayabiliyor. Bu sebeple iç-mimar ile kafenin menüsünün hazırlanması, iş yeri tabelasının tasarlanması, reklam afiş ve broşürlerinin hazırlanması için bir reklam ajansı ile çalışabilirsiniz. İş yeri için harcanacak 400.000 TL’ye acımazsınız belki ama reklam için harcanacak 10.000 TL gözünüze batabilir. Peki reklam ajansının çekeceği sıra dışı bir reklam filminin yerel TV’lerde yayınlanması sizin piyasada yer edinmenizi sağlayabilir desem hala bu 10.000 TL’yi ödemek gözüne batacak mı? İşte bu yüzden ürün kalitesi kadar iyi bir reklamda sizin markanızın oluşturulmasında önemli bir etken olabilir.
7- SATIŞ/PAZARLAMA SONRASI İLETİŞİM
Genel anlamda iş yeri sahipleri, patronlar müşteriye para ödeyene kadar önemli olduğu hissini verir. Peki satış sonrası? Somut bir örnekle ilerlemek istiyorum. X ve Y isimli iki firmadan ürün temin ediyorsunuz. Ürünlerin kalitesi veya fiyatı arasında büyük uçurumlar yok. Tek fark X firması her satış sonrası sizi arıyor, ürünlerin sıkıntısız şekilde elinize ulaşıp ulaşmadığını soruyor, varsa herhangi bir aksilik veya kayıp kısa sürede iade alınabileceğini ve sağlam ürünlerin hemen kargolanacağını belirtiyor. Tatlı bir dil ile siparişin tesliminin sonrasında bile arayan X firması müşteri için ilerleyen zamanlarda öncelikli tedarikçi olacaktır. Güzel bir iletişim, geri dönütlere verilen önem sizi her zaman müşteri karşısında yüceltir.
8- GERİ DÖNÜTLERE ÖNEM VERİN
Bir kafeye/restorana sürekli gittiğinizi farz edelim, ilerleyen zamanlarda ise personelin tavrı konusunda, müzik sesinin yüksekliği konusunda, yemeklerin lezzeti veya buna benzer konularda rahatsızlık yaşadığınızı güzel bir dil ile işletmeciye, şef garsonlara veya dükkan sahibine ulaştırdınız diyelim. Bu tarz şikayetlerin giderilemediği takdirde ilerleyen dönemde aynı mekana tekrar gitmek ister misiniz? Sürekli müşterisi olduğunuz bir mekan bile olsa oraya bir daha gitmezsiniz ve çevrenizdeki insanlarında gitmemesi için kötü bir reklam kaynağı olursunuz. İş yerinizi yeni açtığınız zaman, sürekli misafiriniz olan müşterilerinizin olmadığı bir dönemde böyle bir sıkıntı yaşamanız demek çok kısa bir süre sonra yeni müşterilerin bile gelmemesi anlamına gelir. En iyi reklamı emin olun müşterileriniz yapacaktır. “Şurada bir restoran var yemekleri çok lezzetli”, “Şu kafede mutlaka bir filtre kahvesi içmeliyiz”, “burası kadar güzel waffle yapan başka bir yer görmedim”, “Bu mekanın dekorasyonu, çalınan müzikler bile buraya gelmemin en büyük sebebidir.” Reyting rekorları kıran TV kanalları bile müşterinizin yaptığı reklamı yapamaz. İşte bu sebeple geri dönütler önemli.
9- GÜVENİLİRLİĞİNİZİ KANITLAYIN.
Müşterinin öneminden diğer maddelerde gereğince bahsetmiştik. Özellikle yüksek ödemelerin gerçekleştiği işlerde güvenilirlik en önem verilen hususlardan bir tanesidir. Kimse güvenmediği birisi ile iş yapmaz, ticaret yapmaz, mal/ürün veya hizmet talep etmez. Peki müşterinin güvenini nasıl kazanırız? Aslında yukarıda bahsedilen diğer maddelerde de bu konuya değindik. Geri dönütlere önem vermek güvenilirliği arttırır. Toplantılara tam saatinde katılmak, kılık-kıyafete verilen önem, müşteriyle olan diyalog, ödemelerin veya ürünlerin teslim tarihinin zamanında olması v.b gibi sebepler güven kelimesinin içini doldurur. Müşteriye yalnızca para kaynağı olarak bakmak, veya menfaat temelli bir iletişim kurmak, ticaret sonrası arayıp sormamak, ürün satışından sonra herhangi bir sıkıntının olup olmadığını sormamak, varsa sıkıntıları çözmemek sizin güveninizi sarsar ve aynı kişiyle tekrar iş yapamazsınız.
10- FARKLI OLDUĞUNUZU İSPATLAYIN!
İyi bir marka yaratmak için farklı olduğunuzu ispatlamalısınız. Hangi işi yapıyorsanız ilinizde, ilçenizde, bölgenizde, ulusal veya uluslar arası rekabet ortamında müşteriler neden sizi seçmeliler? Eğer bu işi yapan tek kişi sizseniz sıkıntı yok, fakat rekabetin yüksek olduğu alanlarda (ki her sektörde binlerce rakip zaten var) müşterilerin sizi seçmek için bir sebebi olmalı. Kaliteli ürün, uygun fiyat, güven, geri dönüt, iletişim, profesyonellik vb. saydığımız diğer 9 madde ile farklı olduğunuzu müşterilere ispatlamak zorundasınız. Eğer iş yerini yeni açtıysanız ve yeni bir sektöre giriş yaptıysanız unutmayın ki herkesin düzenli bir alış-veriş ağı, tedarikçisi, müşterisi zaten var. Bir müşteri neden Y firmasıyla değil de sizinle çalışmalı? Sizi Y firmasından ayıran temel özellik veya özellikler nelerdir? Alışkanlıklardan vazgeçmek zordur, herkes alışılmış bir restoranda yemek yemek ister, yine aynı şekilde insanları alıştığı bir kafede oturmak, çay içmek memnun eder. En basiti ben bile yıllardır aynı kuaföre gidiyorum. Şimdi neden değiştireyim? Bu soruların cevaplarını sizin bulmanız gerekecek. Neden siz?